Türkiye'deki Ören Yerleri

Doğubayazıt şehrinin 35 km. doğusunda, Gürbulak Gümrük Kapısı’nın 2 km. kuzeydoğusunda yer alır. derinlik ve büyüklük itibarıyla Alaska’daki Meteeor çukurundan sonra, Dünya’daki ikinci büyük meteor çukurudur.Bu çukurun, daha farklı iddialara karşın, 1892 yılında düşen büyük bir göktaşı tarafından oluşturulduğu sanılmaktadır.


Yerleşim büyük bir obruğun etrafında ve kuzeyinde kurulmuştur. Toroslarda çok rastlanan karst olayıyla meydana gelen doğal çukurların en büyüklerinden olan bu obruğun, İlk Çağlar’dan beri kutsal bir işlev gördüğü sanılmaktadır. Bu özelliğinin Hıristiyanlık Dönemi’nde de sürdüğü, obruğun kenarındaki Bizans Dönemi’ne ait dört kiliseden anlaşılmaktadır.


Ulus Meydanından Yıldırım Beyazit Meydanına uzanan Çankırı Caddesi üzerinde, Ulus'tan itibaren yaklaşık 400 m. uzaklıkta, yolun batısında, caddeden 2.5 metre kadar yükseklikte yer alan Roma Hamamı, III. Yüzyılda Septimius Severus'un oğlu Roma İmparatoru Caracalla (212-217) tarafından Sağlık Tanrısı Asklepion adına yapılmıştır.


Nemrut Dağı ören yeri, İl Merkezine direkt 87 km. Arsameia Antik yolu üzerinden 77 km. Kahta ilçesine 43 km uzaklıktadır. Dünya harikası olan bu tümülüs, Doğu Toros sıradağları üzerinde 2206 metre yükseklikte, Fırat Nehri geçitlerine ve ovaya hakim bir tepe üzerindedir.


Hasankeyf ören yerini güney ve güneydoğudan çevreleyen kalkerli arazi yapısının verdiği imkânlarla, sanki doğa ve insanın burada el ele vererek giriştikleri ortak bir çalışma sonucu meydana getirdikleri mağara evler ile oluşturulan derin ve heybetli kanyonlar, muhteşem bir yeryüzü şeklini meydana getirmiştir. Dört bini aşkın mağaranın bulunduğu bu bölge, dünyada benzeri az bulunan bir doğa harikasıdır.


Gaziantep’in Karkamış İlçesi yakınında, Fırat’ın batı kıyısında, Türkiye-Suriye sınır hattı üzerinde, Yakındoğu Arkeolojisi’nin en önemli yerleşimlerinden birisi olan Karkamış Antik kenti yer almaktadır. Kent; M.Ö. II. bin yılda, Anadolu’dan, Mezopotamya’ya ve Mısır’a uzanan yolların önemli bir kavşak noktasında yer alıyordu.


Mersin’in en önemli ve en iyi korunmuş tarihi kalıntıları Silifke’nin 30 km kuzeyindeki Uzuncaburç beldesindedir. Helenistik çağda merkezi Uzuncaburç’un 4 km doğusundaki (ura) Olba Krallığı’nın ibadet yeri olan bugünkü Uzuncaburç yerleşim yeri, Roma döneminde, İ.S. 72 yılında İmparator Vespasianus zamanında Olba’dan ayrılarak Diocaesarea (Tanrı-İmparator Kenti) adıyla özerk, kendi adına para basabilen yeni bir site durumuna getirilmiştir.


Konuralp’in Roma Döneminde inşa edilmiş en önemli eserlerinden biridir. Halk arasında 40 basamaklar olarak da bilinen, manzaraya hakim konumda, güneye bakan tiyatronun uzunluğu 100 m., genişliği 74 m.’dir.


Antik çağda, şehre giriş yapılan kapılardan biridir. Üzerine at motifi işlenmiştir. Günümüzde Antik Tiyatro’ya giden bir ara sokak içinde kalmıştır.

Harita Üzerinde Türkiye'deki Ören Yerleri