Kanlıdivane

Erdemli’ye 17 km. uzaklıktaki Yemişkumu Mahallesi’nden kuzeye sapan 3 km. ’lik yolla ulaşılmaktadır.   Yerleşim büyük bir obruğun etrafında ve kuzeyinde kurulmuştur. Toroslarda çok rastlanan karst olayıyla meydana gelen doğal çukurların en büyüklerinden olan bu obruğun, İlk Çağlar’dan beri kutsal bir işlev gördüğü sanılmaktadır. Kanlıdivane Antik Dönem’de Olba Krallığı’nın sınırları içinde bulunan önemli bir dinsel merkezdir. Bu özelliğinin Hıristiyanlık Dönemi’nde de sürdüğü, obruğun kenarındaki Bizans Dönemi’ne ait dört kiliseden anlaşılmaktadır. Şehrin Bizans Dönemi hakkında fazla bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak Olba Krallığı’na ait kenti yeniden düzenleyen Bizans imparatoru II. Theodosius’un ( 408–450) kente Neapolis adını verdiği bilinmektedir.    12. yüzyıl sonlarında Ermeni hâkimiyetine girmiş olmasına rağmen onlara ait bir kalıntı görülememesi onların burada yerleşmemiş olduklarını düşündürmektedir. Türk hâkimiyetine girdikten sonrada Türkmen aşiretleri ören yerini kışlak olarak kullanmışlardır ve bu gelenek günümüze kadarda devam etmiştir. II ve III No’lu Kilise arasındaki Müslüman Mezarlığı bu göçebe aşiretlere aittir. Buradaki mezarların yanında bulunan üzüm veya zeytin ezme yerleri Dağlık Kilikia için tipik bir özelliktir.

Adı nereden gelmektedir
Semavi Eyice, Kanlıdivan adının “divan” ile ilgili olduğunu, dağınık Türkmen aşiretlerinin zaman zaman toplanıp kararlar aldıkları yerlere Divan denildiğini; kanlı sözcüğünün Kanytelleis’ten gelebileceğini ya da obruk içindeki kayaların ve harabelerin kanlı gibi kırmızı renkte görünüşünden olabileceğini ileri sürmektedir.Halk arasında da suçluların obruk içerisine bırakılıp buradaki arslanlara parçalatılmasından dolayı bu adı aldığı anlatılmaktadır.

Obruğun içerisinde yer alan kalıntılar:
Yeşilliklerle ve bitkilerle kaplı olan obruğun içerisinde iki ayrı yerde ölü kültü ile ilgili kabartmalar vardır. Bunlardan obruğun güneybatı yamacındaki dik kayalarda bulunan kabartma Erken Roma Dönemi’ne aittir. Bu kabartmada kürsüde oturan ana, baba, kürsü önünde ayakta duran dört çocuk ve üst tarafında beş satırlık bir yazı vardır. Bu yazıttan  kabartmaların Armaronxas Ailesi’ne ait olduğu anlaşılmaktadır. Öteki kabartmada kuzey yamaçta yer almaktadır ve savaş giysili bir asker görülmektedir.   Bulunan yazıtı sayesinde savaşçının adının “Trogomon” olduğu anlaşılmaktadır. Bu kabartmada İ. S.1. yüzyıla tarihlendirilmektedir. Obruk içerisinde bulunan bazı kalıntılar ise yukarıdan düşmüştür.

Yine  obruğun kuzey dibinden  tırmanan kayadan oyulmuş iki merdiven görülmektedir. Bu merdivenlerden biri batıdaki  mağaraya çıkmakta ve orada bitmekte, öteki ise kısmen açıktan, kısmen tünel içinden ilerleyerek yerleşmenin en önemli yapısı olan IV No’lu Kilise’ye doğru uzanmaktadır.

Helenistik Kule
Obruğun güney kenarındaki yolun sonunda yarısı yıkık, kare biçimli poligonal duvar örgü tekniğinde  yapılmış Hellenistik Dönem’e tarihlenen bir kule vardır.   Hellenistik Kule üzerindeki  kitabede, Rahip Krallardan Olbalı Tarkyaris’in oğlu Teukros’un bu kuleyi, Tanrı Zeus Olbios için yaptırmış olduğu yazılıdır. Kitabenin başında Olba’nın sembolü  Triskelis ( üç yapraklı çarkı felek ) motifi vardır.

Kiliseler
Obruğun batı tarafında I ve II No’lu Kilise’ye ait kalıntılar yer almaktadır. I No’lu Kilise’nin   doğu cephesi ayakta kalmıştır. Sütun başlıkları Korinth üslubundadır. II No’lu Kilise, I No’lu Kilise’nin kuzeyindedir ve üst tarafında bir sarnıç vardır. Obruğun kuzeybatı köşesinde III No’lu Kilise yer almaktadır. Bu kilisenin güney cephesinin moloz taşlardan yapılmış olmasına rağmen doğu duvarı daha düzgün taşlardan yapılmıştır. Bu  kilisenin burada yer alan bir tapınak yapısının malzemesi kullanılarak yapıldığı düşünülmektedir. Kuzey duvarı ise yıkılmıştır. IV No’lu Kilise obruğun kuzeydoğu kenarındadır.   Güney duvarı yıkılmıştır. Narthekste bulunan üç kapıdan neflere geçilmektedir. Nartheksin üzerinde ahşap bir kat olduğu, kilisenin batı duvarında sıralanan bir sıra taş konsoldan anlaşılmaktadır. Kapı lentosunun üzerindeki yazıtta  Papylas adındaki bir kişinin bu kiliseyi bir adak borcunu ödemek için yaptırdığı belirtilmiştir. Yayınlarda burada var olduğu belirtilen V No’lu Kilise’den günümüze hiçbir iz kalmamıştır. Kiliseler  5. ya da 6. yüzyıla tarihlenmektedir.

Obruk çevresindeki nekropol alanları
Kanlıdivane’nin nekropolü üç bölgeye ayrılmıştır. Birincisi aşağıdan gelen yolun iki tarafındadır. Burada lahitlerin yanı sıra basit bir Anıt Mezar yapısı da bulunmaktadır. İkinci nekropol alanı, obruğun 1 km. kadar güneybatısındadır ve Çanakçı Kaya Mezarları olarak adlandırılmıştır. Burada  lahitlerle  beraber kaya mezarları da vardır. Bir kapakla kapatılmış olan bu kaya mezarları menfezlerinin üstlerinde, mezar sahiplerinin kadın-erkek kabartma figürler olarak işlendiği görülmektedir. Bunlardan iki erkek, asker kıyafetindedir. Bir kadın ise kline üzerine uzanmış vaziyettedir. 

Ayrıca kaya yüzeyinde üç tane mabet cephesi biçiminde alınlıklı küçük nişin oyulduğu görülmektedir. Bu kompozisyonların devamında olan kabartmalar ise yoğun bitki örtüsü nedeniyle görülememektedir. Mezarların yanında bulunan yazıtlar, mezarda yatan kişilere ait bilgiler içermektedir ve bu yazıtların bir amacıda mezar soyguncularını korkutarak caydırmak veya sonradan yapılacak gömüleri önlemeye yönelik olup lanet içeren sözlerden oluşmaktadır. Bu mezarlara da Roma Dönemi boyunca gömü yapıldığı sanılmaktadır.

Çanakçı kaya mezarlarının batısında kalıntılar devam etmektedir. Burada da bir anıt mezar, kaya mezarları, duvar kalıntıları ve bir antik yol kalıntısı rahatlıkla görülebilmektedir.Üçüncü nekropol bölgesi kuzeyden başlayarak doğuya doğru yoğun bir biçimde yayılmaktadır. Bu kesimin en yüksek noktasında Kanlıdivane’deki en güzel mezar yapısı  olan Anıt Mezar karşımıza çıkmaktadır. Bu mezarın kitabesinde ,   Aba isminde bir kadının, kocasının ve iki oğlunun burada yatmakta olduğu belirtilmiştir. Mezar anıtı İ. S.2. yüzyıla tarihlenmektedir.

Buradaki nekropol alanının içerisinde yer alan diğer mezar çeşitleri arasında büyük lahitlerin yanı sıra ,   girişi üç sütunlu bir Anıt Mezar daha bulunmaktadır.

Kanlıdivane'nin Harita Üzerindeki Yeri