Muğla'nın Tarihi

Yöredeki ilk yerleşmelerin ilk tunç çağında (MÖ 3500-2000) kurulduğu sanılıyor. Antik çağda Muğla sınırlarının büyük bölümü, Karia bölgesi olarak anılıyordu. Karia’nın sınırları, kuzeyde Büyük Menderes ile güneyde Dalaman çayı arasındaki bölgeyi içine alıyordu. Bu bölgede bugünün Muğla merkezi, Kavaklıdere, Yatağan, Ula, Marmaris, Köyceğiz, Ortaca, Bodrum ve Milas ilçeleri bulunmakta. Karia bölgesinin doğusu Frigya, kuzeyi Lydia, güneydoğusu Lykia ile çevrelenmişti. Muğla’nın Dalaman ve Fethiye ilçeleri Lykia Bölgesi sınırları içindeydi. Karia halkları Karia adı Kar’lardan geliyor. Bölgenin yerli halkı Luvi’ler. Luvi’lerin MÖ 2000’lerden beri bu bölgede yaşadıkları biliniyor. Luvi dilinde Kar, doruk-uç anlamında kullanılıyor. Karia ise Helen ağzında "doruklar ülkesi"ni tanımlıyor. Karia’lılar kendilerini Anadolu’lu sayıyorlar. Bölgenin yazılı tarihi Halikarnassos’lu ünlü tarihçi Heredot ile başlıyor. Tarihçi Heredot’a göre ise Kar’lar Ege adalarından gelip bu bölgeye yerleşiyor ve yerli halkla kaynaşıyor. Kısacası, bölgede yaşayanlar, göçlerle birlikte gelenlerle kaynaşıp MÖ. 1000 yıllarından itibaren Karia’lılığı oluşturuyorlar. Bodrum yarımadasının dağlık yerlerinde yaşayan Leleg’ler de Karia halklarının bir bölümüydü ve taşlık kayalık yerlerde oturdukları için de Lelegler olarak biliniyordu. Bilge Umar, Leleg adının onların bu özelliğine işaret ettiğini düşünüyor. Karia Kentleri Karia bölgesinin en önemli koloni kentleri Halikarnassos(Bodrum) ve Knidos(Datça)’dır. Karia bölgesindeki diğer kentler Güllük körfezi kıyısındaki Bargylia(Asarlık), İasos(Kıyıkışlacık), Bodrum yarımadasının batı ucundaki Myndos(Gümüşlük), yarımadanın iç kesimlerindeki Pisada ve Theangela, Gökova körfezinin güneyindeki Keramos(Ören) ve Kedrai(Sedir adası), iç kesimlerde Mylasa(Milas), Mylasa’ya 14 km’lik kutsal yolla bağlı Labraunda, Mylasa’nın kuzeyinde Euromos(Ayaklı), Marsyas ırmağı(Çine çayı) yakınlarında Alabanda(Araphisar), Alinda, Gerga, Yatağan yakınlarında Stratonikeia ve Lagina, güneybatısında eskiden deniz kenarında olan ancak Dalyan çayının getirdiği alüvyonlarla içeride kalan Kaunos(Dalyan), doğu sınırında bugün Aydın sınırları içinde olan Aphrodisias ile Tralleis(Aydın), Nysa(Sultanhisar) ve Akharakha(Salavatlı) idi. Lykia’nın Muğla sınırları içinde kalan bölümünde ise Telmessos(Fethiye), Tlos, Pınara ve Letoon antik kentleri bulunmaktaydı. Kültür ve Sanat Kentlerin gelişimi, bölge uygarlıklarıyla etkileşimi, mimarlık ve sanat. Bölge ekonomisinin en önemli zenginliği Büyük Menderes vadisinde yetiştirilen incir, iç bölgelerde bal ve zeytinyağı idi. Karia, Lykia ve İonia kadar gelişmiş bir uygarlığa sahip değildi. Mimarlık, sanat, bilim ve felsefede komşu bu iki uygarlıktan geri kalmış, onlardan etkilenmişti. Karia’nın en önemli mimari yapısı Halikarnassos’taki Mausoleum ya da Halikarnassos Mezar Anıtı’dır. Karia satrabı 2. Mausolos döneminde (MÖ 377-353) krallığın başkenti Mylasa’dan Halikarnassos’a taşınmış, bu durum kentin daha da gelişmesine yol açmış ve Dünyanın Yedi Harikası’ndan biri sayılan Mausoleum MÖ 350’de Mausolos’un eşi ve kızkardeşi II. Artemisia tarafından yaptırılmıştır. Bu anıtın yüksek bir kaide üzerinde yer alması Lykia sanatının etkilerini, üzerindeki mezar anıtı ise İon düzeninde galerinin etkilerini yansıtır. Müsgebi(Ortakent-Bodrum), Knidos ve Stratonikeia’da yapılan kazılarda MÖ 15-13. yüzyıllara tarihlenen Miken çanak çömleklerinin bulunması, bölgenin o tarihlerde Rodos ve Kıbrıs üzerinden Suriye’ye kadar yayılan Miken kültürüyle olan ilişkisine de işaret eder. Batı Anadolu’yu MÖ 4. yüzyıldan itibaren etkisi altına alan Helen ve ardından Roma uygarlıkları da Karia kentlerinde bugüne kalan önemli izler bırakmıştır. Menteşe beyliğinin kalıcı izleri ise bugün Milas yakınlarındaki Beçin kalesi’nde görülür. Karia'da Yarı Bağlı Yönetimler Karia kentleri MÖ 6. yüzyılda Lydia devleti egemenliğine giriyor. MÖ 540’larda Persler bölgeye hakim oluyor. Bu hakimiyet ayaklanmalar, Pers-Lydia ve Pers-Helen savaşlarıyla zaman zaman kesintiye uğrasa da 200 yıl kadar sürüyor. Gerek Lydia ve gerekse Pers döneminde bölgedeki egemenlik gevşek bir egemenliktir. Bölge, hakim devletin imparatoruna yarı bağımlı satraplarca, kentler ise satraplığa yarı bağımlı, büyük ölçüde özerk tiranlarca yönetiliyor. Karia bölgesi, MÖ 334’de Makedonya kralı Büyük İskender tarafından ele geçiriliyor, başta Halikarnassos olmak üzere kentlerin büyük bölümü yakılıp yıkılıyor, MÖ 3. yüzyılda bir süre Mısır egemenliğine, ardından da MÖ 192’den itibaren Roma egemenliği altına giriyor. Anadolu beylikleri döneminde yaklaşık 200 yıl süreyle (1261-1451) Menteşoğulları hakimiyeti yaşanıyor. Menteşoğulları kendilerine merkez olarak Milas yakınlarındaki Beçin Kalesi’ni seçiyorlar. 1451’de Osmanlı hakimiyeti başlıyor, Bodrum dışında. Halikarnassos 15. yüzyılda Rodos şövalyelerine üs oluyor ve ancak Kanuni döneminde Osmanlı sınırlarına katılıyor, Rodos’la birlikte. Halkının bir bölümü Rum olan bölge 19. yüzyıl sonlarında Aydın vilayetine bağlı Menteşe sancağının sınırları içinde bulunuyor. 11 mayıs 1919 ve 5 Temmuz 1921 arasında İtalyan işgaline uğruyor, Cumhuriyet’ten sonra da tüm sancaklarla birlikte il yapılan Menteşe’nin adı Muğla olarak değiştiriliyor.