Şanlıurfa Kalesi ve Şehir Surları

Urfa Kalesi kentin güneybatısında Damlacık Dağı eteğindedir. Üç tarafı kayadan oyma derin savunma hendeği ile çevrili, kuzey tarafı ise sarp kayalıktır. 814 yılında Abbasiler döneminde, Seleukoslar dönemine ait kalıntılar üzerinde yeniden inşa edildiği kuvvetli bir olasılıktır. Güneydeki kayadan oyma hendeğin M. S. III. yüzyıla ait kaya mezarların üzerine yapıldığı kesilmiş kaya mezarlarından anlaşılmaktadır. Kale üzerindeki mancınık denilen Korinth başlıklı iki sütunun arası 14 m. olup yükseklikleri 17.25 ve çevresi 4.60 metredir. Doğudaki sütunun kente bakan yüzünün 3 metre yukarısında Estrangela türündeki Süryanice kitabede: 

"Ben askeri komutan BARŞAMAŞ (Güneşin oğlu)'in oğlu AFTUHA. Bu sütunu ve üzerindeki heykeli veliaht Prens MA‘NU kızı, kral MA‘NU eşi, hanımefendim ve velinimetim kraliçe ŞALMETH için yaptım" yazılıdır. Kitabede adı geçen Edessa kralı IX. MA‘NU (214-240) dur. Saltanat tarihleri dikkate alınırsa, bu sütunların 814 yılında yapılan surlar ve kalenin inşasından önce, buraya birer anıt sütun olarak dikildikleri ortaya çıkar. 

Kale üzerinde; Seleukoslar, Bizans ve İslami devirlere ait çok sayıda yapı kalıntısı bulunmaktadır. Selçuklular, Eyyubiler, Memlukler, Akkoyunlular ve Osmanlılar dönemlerinde çeşitli onarımlar geçiren kalenin kuzey, güney ve doğu cephesindeki duvarlarda toplam beş kitabe mevcuttur. Bunlardan üçü aşınma ve kırıklardan dolayı okunamamış; diğer ikisi de Akkoyunlu ve Osmanlı dönemine ait olup okunabilmiştir.

Şehir Surları
M. S. VI. Yüzyıla ait yazılı kaynaklarda sözü edilen şehir surlarının ilk inşa tarihi bilinmemektedir. Şehrin etrafını çevreleyen surların büyük bir kısmı, 20. yüzyılın başından itibaren tahrip edilmeye ve yıkılmaya başlanmış, Harran Kapısı, Bey Kapısı’na ait Mahmut oğlu Kulesi ile yer yer duvar ve burç kalıntıları günümüze ulaşabilmiştir.

Çeşitli kaynaklardan Urfa şehir surlarının batıda; Sakıbın Kapısı, Su Kapısı, Batı Kapısı, Kuzey batıda; Samsat Kapısı, Saray Kapısı, doğuda; Bey Kapısı, Su Kapısı ve güneyde Harran Kapısı olmak üzere sekiz kapısının bulunduğu anlaşılmaktadır.

Harran Kapısı
"Bab el-Harran" olarak da bilinen kapının güneye bakan yüzünde, sağda, V. yüzyılın başlarına ait Grekçe yazıt parçaları görünen duvar kalıntıları mevcuttur. Beş satırdan oluşan yazıtın az bir kısmı okunabilmiş olup tercümesi şöyledir:
" . . . . . . . . Roma tarafından . . . . . . . . kuvvet . . . . . . imparatorlar ve krallar . . . . . . . . yılında . . . . . . "
Kapının kuzeye bakan cephesinde ise, oldukça uzun bir Arapça kitabe dikkati çeker. Kitabede tarih verilmemiştir. Kitabenin günümüz diliyle karşılığı şudur:
"Efendimiz, sultan, melik, muzaffer, âlim, adaletli, desteklenmiş ve muzaffer olan, din ve dünyanın yıldızı, fetihlerin babası, Şah Gazi b. Sultan Melik, adaletli, Allah'ın rahmetine muhtaç olan Ebu Bekir b. Eyyûb'un vilâyette yaptırdığı imâretlerden. Devlet-i muzaffer olan, adaletli eş-Şibli'dir. "

Kitabeden anladığımıza göre; bu bölüm yani kitabenin bulunduğu Harran Kapısının kuzey cephesi, Eyyûbi sultanlarından el- Melik'ül Muzaffer Şah(abeddin) Gazi Ebûbekr b. Eyyüb tarafından yaptırılmıştır.
Şehabeddin Gazi, el-Melik'ül Adil tarafından 1218 yılında Urfa ve Suruç valiliğine getirilmiş ve bu görevde 1222 yılına kadar kalmıştır.1220-1244 yılları arasında ise, Meyyâfârıkîn (Silvan) Eyyûbi sultanlığını yapmıştır. Arapça kitabede "Sultan" ve "Melik" lakaplarının geçmesine dayanarak, yukarıda bahsedilen kapı inşasının Şah(âbeddin) Gazinin, Meyyâfârıkîn (Silvan) sultanlığı döneminde yapılmış olduğu tahmin edilebilir.

Kitabenin alt bölümlerinde, girişin sağ ve sol üst kısımlarında, boyunlarından zincirli birer aslanı tutan bir kişiyi gösteren kabartma rölyef bulunur.1927 Urfa Salnâmesi'nin verdiği bilgiye göre, bu rölyeflerin yanında (aslında biraz altlarında olması gerek) Türkçe’de "Mülk, tek ve kahredici olan Allah'ındır. " anlamına gelen Arapça birer yazı da mevcuttur

Bey Kapısı
Şehir surlarının doğu yönünde yer alan düzgün kesme taşlardan inşa edilmiş yapıdan, Kısas’a açıldığı için “Kısas Kapısı” veya “Bab el- Emir” olarak kaynaklarda bahsedilmiştir. Beykapısı günümüzde yıkılmış olup Mahmut oğlu Kulesi diye bilinen burçları ayaktadır.

Mahmudoğlu Kulesi
Beykapısı mevkiindeki bu kule Haçlı Kontluğu döneminde inşa edilmiştir. Kulenin doğuya bakan kısmında oldukça yukarıda yan yana üç taşa yazılmış, beş satırdan oluşan Ermenice bir inşa kitabesi vardır. Kitabede kullanılan tarih Ermeni Takviminin 571. yılıdır. Bu da miladi olarak, 19 Şubat 1122 - 18 Şubat 1123 tarihleri arasıdır. Kule, büyük olasılıkla kitabede geçen tarihte inşa edilmiştir.

Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde kapı ağalığı Mahmudoğlu ailesine verildiğinden onların ismiyle tanınmıştır.24 Mart 1919'da Urfa'nın İngilizler tarafından işgali esnasında, işgal komutanı Beddy tarafından kiralanmak istenmişse de, Kule sahibi Mahmudoğlu Mustafa Ağa tarafından bu teklif tepkiyle karşılanmış ve reddedilmiştir.879 yıllık yapı bugün oldukça harap bir durumdadır.
Şanlıurfa Kalesi ve Şehir Surları'nın Harita Üzerindeki Yeri