Kediyi Zilleme (Masal)

Çok eskiden bir gün, Fareler, büyük bir toplantı tertipleyerek en büyük düşmanları olan Kedi’den nasıl yakalarını kurtarabilmenin kabil olacağını ve bu mevzuda neler düşündüklerini müzakere etmeye koyuldular. Kimisi şöyle dedi olmadı, kimisi böyle dedi, olmadı. Sonunda içlerinden en küçükleri öne atılarak:

“Zannedersem” diye söze başladı. “Bu fikrimi hepiniz kabul edeceksiniz. Biliyorsunuz, baş düşmanımız Kedi, hiç ses çıkartmadan pusuya yatmaktadır. Halbuki, onun yaklaştığını önceden haber veren bir işareti olsaydı, bizler de, vaktinde ikaz edilir, kaçmak imkanı bulurduk.

İşte bu hususu göz önünde tutarak, bir teklifte bulunuyorum: Uzay bir zil tedarik ederek, bir kurdeleyle Kedi’nin boynuna asarsak, hepimiz için kurtuluş günü gelmiş demektir.”

Bu teklif, bir alkış tufanıyla karşılandı. “Yaşa” sesleri havaya yükseldi. Teklif tam kabul edileceği sırada, içlerinden en tecrübelileri bir anne Fare:

“Durun, durun!” diye etrafındakilere bağırdı. “Hepsi iyi, güzel ama, Kedi’yi kim zilliyecek?”

Fareler, şaşkın şaşkın birbirlerine baktılar ve görülmemiş bir sessizliğe gömüldüler. O zaman ihtiyar Fare şöyle konuştu:

“Yapılması mümkün olmayan fikirleri ileri sürmek hakikaten çok kolaydır.”

Jean de La Fontaine