İyilik Meleği ile Çiftçi (Masal)

Bir çiftçi, her sene hasat mevsiminden sonra talihsizliğinden, hava şartlarının iyi olmadığından şikayet edermiş. Bilgisizliğini ve tembelliğini kabul etmek istemezmiş.

Bu devamlı şikayetler sonunda Allah, İyilik Meleğini çitfçiye göndermiş.
İyilik meleği, çiftçiye:
-Derdin nedir? Diye sormuş. Niçin böyle ağlıyorsun?
Çiftçi, derin derin iç çektikten sonra:

-Ben talihsiz bir insanım!... diye şikayet etmiş. Hava şartları dilediğim gibi olsaydı, aldığım mahsul mükemmel olurdu. Halbuki, bütün bir kış yetecek kadar bile buğday toplayamadım.

İyilik Meleği, kendisini tanıtmış, aldığı görevi anlatmış ve:
-Önümüzdeki sene dilediğin gibi hava şartları olacak, diye vaadetmiş.

Çiftçi sözlere son derece sevinmiş. Gelecek ekim mevsimini sabırsızlıkla beklemeye başlamış.

Sonbahar ve kız göz açıp kapayıncaya kadar geçmiş. İlk bahar gelmiş. Çiftçi, ümitle tarlasını sürüp, buğdayını ektikten sonra, her gün değişik şeyler istemeye başlamış. Bazen yağmur yağmasını, bazan da havanın güneşli olmasını istiyormuş. Bazı günler hem yağmur, hem de güneş diliyormuş. İyilik meleği de bu istekleri derhal yerine getiriyormuş. Çiftçinin tarlasına yağmur yağarken, diğerlerinkine yağmıyormuş.

Böylece koskoca bir ekin mevsimi geçmiş. Çiftçi, yine eski senelerdeki gibi bir mahsul almış. Diğer çiftçiler ise, bol ve mükemmel bir mahsul almışlar. O günden sonra çiftçi bir daha hava şartlarından şikayet etmemiş.

“Bize lazım olanı Allah, bizden daha iyi bilir.”

Jean de La Fontaine