Amcazade Hüseyin Paşa Medresesi

İstanbul ili Fatih ilçesi, Saraçhanebaşı’nda, Mimar Ayas Mahallesi’nde bulunan Amcazade Hüseyin Paşa Medresesi, dershane-mescit, kütüphane, sıbyan mektebi, on altı medrese hücresi, sebil ve sonradan bunlara eklenen bir çeşmeden meydana gelmiş olup, 2580 m2’lik bir alana yayılmıştır. Medreseyi Sultan II. Mustafa (1695–1703) devrinin sadrazamı Köprülüzade ailesinden Amcazade Hüseyin Paşa yaptırmıştır.

Amcazade Hüseyin Paşa, Sultan IV. Mehmet (1648–1687) zamanında Osmanlı devletinin çeşitli görevlerinde bulunmuş, 1683’te Viyana’yı ikinci kez kuşatan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın yanında bulunmuştur. Viyana Kuşatması’nın başarısızlıkla sonuçlanması üzerine diğer devlet yöneticileri gibi tüm yetkileri alınarak Rikab-ı Hümayun’a gönderilmiştir. Daha sonra Gelibolu yakınındaki Çardak’a muhafız olmuş, Suyolcuzade Vezir Ali Paşa’nın 1688’de ölümü üzerine Seddülbahir muhafızlığına vezir unvanı ile getirilmiştir. Bundan sonra bir süre sadaret kaymakamlığı, yeniden Seddülbahir muhafızlığı ve kaptan-ı deryalık görevlerinde bulunmuştur. Bu dönemde Sakız Adası Osmanlı topraklarına katılmıştır. Ardından Anadolu’da çıkan ayaklanmaları bastırmaya çalışmış, Sultan II. Mustafa döneminde Macaristan’da Alman ordusu ile savaşmış, sadrazamlık makamına getirilmiştir. Kendi arzusu ile bu görevden ayrıldıktan sonra Silivri’deki çiftliğinde 1702’de ölmüştür.

Amcazade Hüseyin Paşa Osmanlı İmparatorluğu’nun zayıfladığı ve gerilemeye başladığı zor döneminde sadrazamlık yapmıştır. Paşanın bu medreseden başka Boğaziçi’nde yalısı, Edirne’de Buçuktepe’de yaptırdığı kasır ve Bursa’da bir tekkesi bulunmaktadır. Ayrıca Edirne’de başta çeşmeler olmak üzere çeşitli hayır eserleri de vardır.

Amcazade Hüseyin Paşa Medreseyi 1697–1702 yıllarında devam eden sadareti sırasında yaptırmıştır. Mimarbaşı İbrahim Ağa tarafından yapılmıştır. Yapı topluluğu doğal afetlerden ve yangınlardan ötürü zaman zaman harap olmuştur. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 1940 ve 1957, 1958 yıllarında onarılmıştır. Yapı topluluğunun yıkılan bölümleri, özellikle medrese hücreleri, kütüphane ve sıbyan mektebi yeniden onarılmış ve 1966 yılı sonlarında orijinal görünümüne uygun biçimde restore edilmiştir. Yapı topluluğunu ilk defa 1940 yılında Ekrem Hakkı Ayverdi 1957–1958 yıllarında da Y. Mimar Fikret Çuhadaroğlu restore etmiştir.

Medresenin yuvarlak kemerli girişinin yanında 1739 yılında eklenmiş Şeyhülislâm Mustafa Efendi Çeşmesi ile altında dört dükkân bulunan sıbyan mektebi bulunmaktadır. Kapının diğer yanında da üç ayrı bölüm halinde hazire ve sebil bulunmaktadır. Yuvarlak kemerli giriş kapısı köfeki taşından olup, profilli silmelerle daha belirgin bir şekle sokulmuştur. Kapının üzerine kartuşlar içerisine alınmış on iki mısralık sülüs yazılı Arapça bir kitabe yerleştirilmiştir.

Kitabe:

Lillâhi darun benahu
Lil ilmi sardun mücedded
Nizâmu ikdil meani
Fi ısrı hayrın muarded
Hayfu tefada yakinen
Annalgana imâ suyed
Fâzet simahu münibin
Hüsnü’l mesâi tezevved
Tarih-i tekmil-ia kad
Alhâ tamamen bimuhrad
Şedel Hüseynu vezirân
Lil ilmi dâran veceddet.

Giriş kapısından külliyenin ortasında şadırvan bulunan oldukça geniş bir avluya girilmektedir. Avlunun sağ tarafında kütüphane ile sıbyan mektebi ve dört medrese hücresi, girişin karşısında on bir medrese hücresi, sol tarafta da iki medrese hücresine yer verilmiştir. Böylece medrese on yedi hücreden meydana gelmiştir. Avlunun sol tarafında ise dershane-mescit bulunmaktadır.

Medrese hücreleri dershane-mescit ile kütüphane arasında kalan alanda, avluyu U şeklinde çevrelemektedir. Amcazade Hüseyin Paşa vakfiyesinde on altı medrese hücresinin ismi geçmesine rağmen bugün on yedi medrese hücresi bulunmaktadır. Bunlardan on yedinci hücre kuzey ve doğu medrese hücrelerinin birleştiği köşede üzeri açık bir mekândır. Bunun on yedinci hücre olup olmadığı da tartışmalıdır.

Medrese hücrelerinin önünde baklava başlıklı, yuvarlak kemerlerle birbirine bağlanmış, üzerleri kubbeli bir revak bulunmaktadır. Bunların üzeri kubbelerle örtülmüştür. Medrese hücreleri 4.00x4.00 m. ölçüsünde kare planlı olup, üzerleri küçük kubbelerle örtülüdür. Bu kubbelerin birbirleri ile eş olmadıkları dikkati çekerse de bu durum büyük olasılıkla değişik dönemlerde zarar gören yapının onarımı sırasında meydana gelmiştir. Köfeki taşından basık kemerli bir kapı ile içerisine girilen hücrelerin her birinin içerisinde iki veya üç dolap nişleri ve bir de ocak bulunmaktadır.

Medresenin dershane-mescidi üç taraftan yirmi iki mermer sütunun çevrelediği bir revakla görkemli bir konumdadır. Bu revakların üzerleri kubbe, çapraz ve ayna tonozlarla örtülmüştür. Bunların da üzerlerini düz ve meyilli bir çatı örtmektedir. Revakları meydana getiren sütunlar beyaz mermerden olup, başlıkları stalaktitlidir. Yalnızca güneydeki üç başlık baklavalıdır. Dershanenin girişi özellikle belirtilmiş ve burada içten malakâri sıvalı bir kubbeye yer verilmiştir. Girişin iki yanına da birer niş yerleştirilmiştir. Girişin üzerinde koyu mavi zemine yaldızlı bir sülüsle bir kitabe konulmuştur.

Kitabe:

Kad bena hâzihil buk’at-ül mübâreket-ül hasenete fid devlet-i Sultan Mustafa Han veziri-ül âzam Hüseyin Paşa fi seneti İsnâ aşere ve miete ve elf. h.1112 (1700).

Dershane kesme köfeki taşından olup, her kenarı 4.50–7.00 m. arasında değişen sekizgen planlı olup, üzeri 11.00 m. çapında merkezi bir kubbe ile örtülüdür. Kubbe kasnaksız olup, tamamen duvarlar üzerine oturtulmuştur. Altlı üstlü iki dizi halinde ve sekizgenin her kenarında ikişer tane olmak üzere yirmi sekiz tane pencere ile aydınlatılmıştır. Alt sıra pencereler dikdörtgen mermer söveli, üst sıradaki pencereler ise sivri kemerlidir. Giriş ekseni üzerinde bulunan mihrap yedi köşeli mermerden olup, mukarnaslı olarak sonuçlanır. Mihrabın üzerine sülüs yazı ile “kalellâhu taâlâ küllemâdahale aleyha zekeriyyel mihrap” yazılıdır.

Medrese avlusunun sağında dershane karşısında iki katlı kütüphane bulunmaktadır. Ampir üslubuna yakın kütüphanenin üzerindeki h.1168 (1755) tarihli kitabesinden öğrenildiğine göre 1755 depreminden sonra Amcazade Hüseyin Paşa’nın kızı Rahmiye Hatun tarafından buraya eklenmiştir.

Külliyenin ön cephesinde bulunan sıbyan mektebine dış cephedeki dükkânların arasında bulunan yuvarlak kemerli bir kapıdan küçük bir girişe, oradan da merdivenle çıkılmaktadır. Dikdörtgen planlı olan, üzeri tonozlu sıbyan mektebi iki bölümden meydana gelmiştir.

Amcazade Hüseyin Paşa Külliyesi 1966 yılı onarımından sonra Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün “Türk İnşaat ve Sanat Eserleri Müzesi” haline getirilmiştir.