Köprülü Mehmed Paşa

Köprülüler ailesine adını veren Mehmet Paşa, 18.asır Osmanlı sadrazamlarındandır.Arnavut asıllı olup, kendisinin Edirne’de düzenlettirdiği vakfiyesinde Arnavut Belgrat’ının (Berat) Ruznik kasabasından olduğunu söylemektedir.

Köprü voyvodası (ağa, reis, yönetici, tahsil memuru) Yusuf Ağa’nın kızı olan eşi Ayşe hanım Amasya’nın Köprü kasabasında doğmuş olup, Mehmet Paşa da görevsiz zamanlarını orada geçirdiği için kendisine Köprülü denilmiştir. Kasabaya sonradan Vezirköprü denilmesi Mehmet Paşa ile bu münasebeti dolayısıyladır.
Genç yaşta gittiği İstanbul’da saray hizmetine girdi.Buradaki ilk görevi hassa aşçıları neferliği oldu.Daha sonra büyük odalı zümresine (saray adap ve erkanının öğrenildiği yer) daha sonra hazine-i amire (devlet hazinesi) hademeliğine geçti.Geçimsizliği ve itaatsizliği yüzünden sipahilik görevi ile saraydan çıkarıldığında 40 yaşını geçmişti. 

Sadrazamlığa getirilen koruyucusu Boşnak Hüsrev Paşa’nın hazinedarlığını yaptı, onun katlinden sonra (1632) da bazı voyvodalıklarda, sekiz ay kadar da Amasya’da sancak beyliğinde bulundu. İstanbul’a dönüşünde ihtisap ağalığı (belediye işleriyle görevli memur) tophane nazırlığı, sipahiler ağalığı, cebecibaşılık (harp aletleri levazımı yapan sınıfın amiri) gibi çeşitli görevler üstlendi. Çorum sancakbeyi olarak katıldığı Bağdat seferinde (1638-1639) yaralandı, bu sırada Serdar-ı Ekrem (başkomutan) ve sadrazam Kemankeş Mustafa Paşa’nın hizmetine girdi.Kara Mustafa Paşa’nın yerine sadrazamlığa getirilen Sultan-zade Semin Mehmet Paşa tarafından Trabzon beylerbeyliğine atandı. Azlinden sonra (görevden alınma) bir süre boşta kaldı, yedinci hasekiye (padişahın gözdesi,eşi) paşmaklık olarak verilen (padişah eşlerine verilen toprak) Şam eyaletinin mütesellimliğine (yönetici) getirildi.(1647) O sırada isyan eden Sivas valisi Varvar Ali Paşa üzerine Karaman valisi sıfatıyla gönderildi, tutsak düştüyse de İpşir Mustafa Paşa tarafından kurtarıldı.1648-1656 tarihleri arasında Köstendil, iki kez de Trablusşam valiliği yaptı. Mehmet Paşa’nın görevde geç yükselmesinin sebebi, tahsili olmaması ve sarayın “Birun” denen dış hizmetlerinde kullanılması idi.

Sultan İbrahim’in tahttan indirilerek (1648) yerine 7 yaşındaki oğlu IV.Mehmet’in (avcı Mehmet) padişah olması, Çanakkale Boğazı önlerinde Osmanlı donanmasının bozguna uğraması sonucu Bozcaada, Semadirek, Limni adalarının Venedikliler tarafından ele geçirilmesi gibi olaylarla geçen bu dönem, Osmanlı devletinin en karışık ve huzursuz dönemlerinden biridir. Anarşi, rüşvet, zorbalık, kısa aralıklarla yapılan sadrazam değişiklikleri valide Hatice Turhan Sultan’ın (padişahın annesi) saltanat naibi (padişah vekili) sıfatıyla gösterdiği çabalara karşın devleti zayıflatmış bulunuyordu. Bu dönemde Osmanlı devletinin en çok ihtiyaç duyduğu şey huzur ve istikrardı. 

Tecrübeli danışmanların şiddetli tavsiyeleri ile, devleti tek başına idare etmek ve valide Turhan Sultan’ın işe karışmaması şartıyla, tecrübeli ve yaşlı vezir Köprülü Mehmet Paşa Eylül 1656’da sadrazamlık makamına getirildi.Böylece Turhan Sultan devleti Köprülü ailesine teslim etmekle, kendisiyle birlikte Osmanlı tarihindeki kadınlar saltanatına da son vermiştir.

Sadrazamlığa getirildiğinde yaklaşık 80 yaşında olan Köprülü bu görevi kabul etmek için, o güne değin hiçbir vezirin aklından bile geçirmediği ölçüde geniş yetkiler istedi.(1652-1656 tarihleri arasında 10’a yakın sadrazam değişikliği olmuştur) Yaptıklarına asla müdahale edilmeyecek, hakkındaki şikayetler kendisi dinlenmeden değerlendirilmeyecek, atamalara ve azillere karışılmayacaktı. Bu şartların hepsini kabul eden Turhan Sultan Boynueğri Mehmet Paşa’dan aldığı mührü hümayunu (padişah mührü) Köprülü’ye verdi(1656). Bu tarih Osmanlı tarihinin dönüm noktalarındandır, çünkü en az 8 yıldan beri devam eden iktidar krizi bitmiş oluyordu. 

Köprülü Mehmet Paşa sadrazamlığının ilk aylarında sert önlemlerle iç kargaşayı bastırdıktan sonra 1657 Haziran ortalarında donanmayla Çanakkale’ye geldi ve boğazı kapatan Venedik donanmasına saldırdı.Türklerin “kör kaptan” dedikleri amiralleri Mocegino’nun öldürülmesi üzerine Venedikliler Çanakkale Boğazı’nı açmak zorunda kaldılar. Bozcaada ve Limni geri alındı.

İsyan eden Erdel prensinin üzerine yürüdü ve Balkanlarda önemli başarılara imza attı. Uyvar fethedildi ve Erdel yeniden Osmanlı Devletine bağlandı.Arkasından Anadolu Beylerbeyilerin de desteklediği ve tamamen sadrazamı hedef alan Celali isyanı başladı. 31 paşanın idamıyla sonuçlanan bu isyanı bastırdı ve Anadolu’da Celali isyanlarının sonunu getirdi.1659’da Kırım Tatarları ile birlikte Rus ordusunu dağıttı. 

Köprülü Mehmet Paşa’nın sadaretinde, devletin bünyesinde görülen çalkantılar ve isyanlardan ümide kapılan Fener Rum Patriği III.Partemies, Eflak voyvodası Konstantin’e halkı isyana hazırlamasını isteyen bir mektup göndermiş ancak mektubu götüren ulak yakalanmıştı. Köprülü tahkik için Patrik’i huzuruna çağırıp mektubunu göstermiş ve ne yapmak niyetinde olduğunu sormuştur. Patriğin niyeti anlaşılmakla birlikte Patrik Parmakkapı’da asılmıştır.Köprülü gösterdiği şiddet ile hem rakipleri arasında şiddet salmış, hem de Patriğin asılmasıyla halk arasında sevgi kazanmıştır. 

Sadarete geldiği zaman, etrafındakilere devletin kendisinden, gösteriş değil hizmet beklediğini ifade eden Köprülü, hayatının sonuna kadar bu düstura sadık kalmıştır. Köprülü, devleti içine düştüğü kötü durumdan kurtarmış olmakla beraber, tarihçiler tarafından merhametsizliği dolayısıyla tenkit de edilmiştir.Rakiplerini ezmiş, isyan ruhunu Anadolu’da yok ederek en büyük Celali isyanına son vermiştir. IV.Murat’ın ölümünden sonra her bakımdan bozulan idareyi derleyip toparlamış, iç ve dış düşmanları sindirmiş, devlet otoritesini ve itibarını yeniden tesis ederek şan ve şöhret kazanmıştır. Kendisinden önce peş peşe gelen sadrazamların hiç biri bu önemli işlerin üstesinden gelebilecek kapasitede değildi.Köprülü bu boşluğu kapatarak devlete büyük hizmetlerde bulunmuştur. Köprülü Mehmet Paşa icraatlarında IV:Murat’ı kendisine model alarak, Osmanlı Devleti’ne Kanuni devrini adeta yeniden yaşatmıştır.

Hayatının sonlarına doğru patlak veren ve İstanbul’un hemen hemen üçte birini kül eden yangın felaketini (24 Temmuz 1660) izleyen kıtlığın ve salgın hastalıkların yeni felaketlere yol açmasını önlemiştir.

Köprülü Mehmet Paşa 5 yıldan biraz fazla sadrazamlık yaptıktan sonra 30 Ekim 1661 günü Edirne’de öldü.Cenazesi İstanbul’a getirilip Divanyolu’nda yaptırmış olduğu külliyedeki türbesine gömüldü. Yerine vasiyeti üzerine büyük oğlu Fazıl Ahmet Paşa sadrazamlığa getirildi. 

           Devlet-i Han Mehemmedde Mehemmed Paşa 
           Beş sene on gün üç ay oldı vezir-i azam 
           Ahdiya oldı vefatına bu mısra, tarih 
           Köprili mülk-i adem köprisine basdı kadem 1072 H 
kıtasıyla sadaret müddeti ve vefat tarihi türbesinde gösterilmiştir. 


Köprülü hayır işlerine de büyük önem vermiştir. Anadolu’da ve Rumeli’de cami, mescit, mektep, hamam ve dükkanlar yaptırıp; bunlar için mülk köylerinin bütün hasılatını vakfetmiştir. Döneminde yaptırılan bazı eserler şunlardır: 
Yanova: Cami, mektep, dükkanlar, Körös nehri üzerinde değirmen. 
Turhal: Han 
Vezirköprü: Çeşme, namazgah, su yolu. 
Lefke: Karaoğlan-Beli denilen yerde cami, mektep, han. 
Şam: Cisr Şugur’da cami, mescit, mektep, han. 
Gümüşhacıköy: Cami, mektep, han. 
Bolu sancağı: Taraklı kasabasında cami ve mektep.
Hendek ile Sapanca arasında uzun bir köprü.