Anadolu Selçuklu Devleti

Anadolu Selçuklu Devleti'nin kurucusu, Selçuklu soyundan gelen Kutalmışoğlu Süleyman Şah'tır. Kutalmışoğlu Süleyman Şah ve kardeşleri Bizans İmparatorluğu'nun içinde bulunduğu karışık ortamdan yararlanıp önce Konya ve çevresini aldı; bir süre sonra da İznik'i alarak, burayı başkent yaptı (1077).

Süleyman Şah, Anadolu fetihlerini sürdürdüğü yıllarda Büyük Selçuklu Sultanı Melikşâh'a bağlıydı. Süleyman Şah ele geçirdiği yerlerde iç işlerinde serbest hareket ediyordu. Melikşâh, Süleyman Şaha Anadolu'da elde ettiği başarılardan dolayı hükümdarlık unvanı verdi (1077). Süleyman Şahın 1077 yılında İznik'i başkent yapması ve hükümdarlık unvanını almasıyla Anadolu Selçuklu Devleti kurulmuş oldu.

Süleyman Şah, Anadolu'daki fetihlerine devam ederek Marmara'nın güneyini ve Kocaeli Yarımadası'nı ele geçirdi. Bizans, Anadolu Selçuklu Devleti'nin ilerleyişini durdurmak amacıyla İznik üzerine bir ordu gönderdi. Süleyman Şah bu orduyu yendi ve İstanbul'un Anadolu yakasını kontrol altına aldı. Süleyman Şah, batıdaki başarılarından sonra güneye, Çukurova'ya yöneldi. Burada Adana ve Tarsus çevresini egemenliği altına aldı. Bir süre sonra da Antakya üzerine yürüyerek bu önemli şehri ele geçirdi. Süleyman Şah, doğuda Fırat'a kadar olan egemenlik alanını Halep ve Musul'a kadar genişletmek istiyordu. Bu durum, Suriye Selçuklu Sultanı Tutuş ile Süleyman Şahı karşı karşıya getirdi. İki ordu arasında Halep yakınlarında yapılan savaşta Süleyman Şah yenildi ve öldü (1086).

Süleyman Şahın ölümünden sonra Büyük Selçuklu Sultanı Melikşâh, Süleyman Şah'ın oğullarını yanına çağırdı. Melikşâh böylece Anadolu Selçuklu Devleti'ni denetim altında tutmak istiyordu. Bundan dolayı Anadolu Selçuklu Devleti bir süre hükümdarsız kaldı. I. Kılıç Arslan ve kardeşi, Melikşâh'ın ölümüyle serbest kalarak Anadolu'ya geldiler. Bir süre sonra I. Kılıç Arslan, Anadolu Selçuklu Devleti'nin başına geçti (1092).

I. Kılıç Arslan, devletin başına geçer geçmez ilk işi, bozulan devlet düzenini kurmak oldu. Marmara kıyılarında ilerlemeye başlayan Bizans'ı bu bölgeden uzaklaştırdı. I. Kılıç Arslan Malatya'yı kuşattığı sırada Haçlı ordusunun Anadolu'ya doğru ilerlediğini öğrenince, kuşatmayı yarıda bırakarak, Haçlılarla savaştı. Kalabalık Haçlı ordusu karşısında İznik'i terk etmek zorunda kalan I. Kılıç Arslan, devletin başkentini Konya'ya taşıdı.

I. Kılıç Arslan'ın ölümünün ardından devletin başına oğlu I. Mesut geçti. I. Mesut, Anadolu'daki Danişmentli egemenliğine son vermek istiyordu. Bu amaçla Danişmentlilerin elinde bulunan Ankara, Çankırı ve Kastamonu'yu aldı. Hükümdarlığı döneminde başlayan II. Haçlı Seferi'ne karşı başarılı olan I. Mesut, Haçlıların Anadolu topraklarından geçmesini engelledi.

I. Mesut'un ölümünden sonra yerine oğlu II. Kılıç Arslan geçti. II. Kılıç Arslan, önce hükümdarlık mücadelesine giriştiği kardeşlerini yendi. Bizans'la anlaşarak devletin batı sınırlarını güvence altına aldıktan sonra doğuda Anadolu üzerine sefere çıktı. II. Kılıç Arslan, Danişmentlilerden Sivas, Tokat ve Niksar'ı aldı.

II. Kılıç Arslan'ın Anadolu'daki ilerlemesi ve Anadolu Selçuklu Devleti'ne bağlı Türkmenlerin Bizans topraklarına akınları sürdürmesi iki devletin arasını açtı. Bizans imparatoru, Türkleri Anadolu topraklarından çıkartarak bu topraklarda yeniden Bizans egemenliğini kurmak istiyordu. Bizans imparatoru bu amacı gerçekleştirmek için büyük bir ordu hazırladı. İki ordu, Denizli yakınlarındaki Miryokefalon (Kumdanlı) Vadisi'nde karşı karşıya geldi. Burada yapılan savaşta Bizans ordusu ağır bir yenilgiye uğradı (1176).

Bu zaferden sonra Selçuklular Batı Anadolu'ya doğru yayıldı. Malazgirt Savaşı'yla Anadolu'nun kapıları Türklere açılmış, Miryokefalon Savaşı'yla bu toprakların Türk vatanı olduğu kesinleşmişti. Miryokefalon Savaşı'nı kaybeden Bizans'ın, Selçukluları Anadolu'dan atma ve bu topraklara yeniden egemen olma hayalleri yıkıldı.

II. Kılıç Arslan'dan sonra devletin başına geçen I. Gıyaseddin Keyhüsrev ile Anadolu Selçuklu Devleti gelişme dönemine girmiştir. I. Gıyaseddin Keyhüsrev, Trabzon Rum İmparatorluğu'na sefer düzenleyerek kapalı olan Karadeniz ticaret yolunu açtı. Daha sonra Antalya'yı alarak bu şehri önemli bir ticaret merkezi yaptı.

I. İzzeddin Keykâvus, devletin gücünü artıran fetihleri sürdürdü. Onun döneminde Karadeniz'in önemli limanlarından Sinop alındı. Böylece, Anadolu Selçuklu Devleti'nin Akdeniz'den sonra Karadeniz kıyısında da bir limanı oldu. Ayrıca, I. İzzeddin Keykâvus Trabzon Rum İmparatorluğu'nu vergiye bağladı.

I. Alâeddin Keykubâd zamanı, her yönüyle Anadolu Selçuklu Devleti'nin en başarılı dönemi olmuştur. Antalya'nın doğusunda bulunan Kalonoros kalesini aldı. Buraya Alâiye (Alanya) adını vererek büyük bir tersane inşa ettirdi. Daha sonra, Sinop'taki tersanede yaptırdığı donanmayı Suğdak'a göndererek Kırım içlerine kadar olan toprakları kontrol altına aldı. I. Alâeddin Keykubâd, doğuya bir sefer düzenleyerek Mengüceklilerin Erzincan ve Kemah'taki egemenliğine son verdi.

I. Alâeddin Keykubâd, yaklaşan Moğol tehlikesine karşı gerekli önlemleri almış, en tecrübeli komutanlarını doğu sınırlarına göndermiştir. Doğu Anadolu'da Harzemşah Devleti'nin hükümdarı Celâleddin Harzemşah, Moğollara karşı mücadele etti. Ancak, Celâleddin Harzemşah'ın Anadolu Selçuklu Devleti'nin sınırları içindeki Ahlat'ı ele geçirmesi üzerine iki devletin arası açıldı. İki devletin orduları Erzincan yakınlarındaki Yassıçemen'de karşılaştı. Yapılan savaşta Harzemşah ordusu yenildi (1230).

I. Alâeddin Keykubâd zamanında Anadolu Selçuklu Devleti en geniş sınırlarına ulaştı. Bu dönemde Anadolu, bir yönetim altında birleştirildi.

I. Alâeddin Keykubâd'ın ölümünden sonra, yerine oğlu II. Gıyaseddin Keyhüsrev geçti. Onun zamanında yönetimdeki aksaklıklardan dolayı devlet zayıfladı, halk yoksul düştü. Bu durum Anadolu'nun bazı yörelerinde devlete karşı isyanların çıkmasına yol açtı. Bu isyanlar devleti iyice zayıflattı. Anadolu Selçuklu Devleti'nin zayıflaması bu sırada Anadolu'ya girmek üzere bekleyen Moğolların işine yaradı. Bir Moğol ordusu Anadolu topraklarında ilerleyerek Erzurum'a girdi. II. Gıyaseddin Keyhüsrev, ordusuyla Moğolların üzerine yürüdü. İki ordu, Sivas yakınlarında Kösedağ denilen yerde karşılaştı; ama Selçuklu ordusu daha mücadele başlamadan savaş alanından çekildi (1243). Moğol ordusu, karşısında direnecek bir güç bulamayınca kolaylıkla Erzincan, Sivas ve Kayseri'yi ele geçirdi.

Kösedağ yenilgisinden sonra Anadolu Selçuklu Devleti iyice zayıfladı. II. Gıyaseddin Keyhüsrev, her yıl vergi vermek şartıyla Moğollarla anlaştı. Bu durum Anadolu Selçuklu Devleti'nin Moğol egemenliği altına girmesine neden oldu. Moğollar, Anadolu Selçuklu Devleti'nin iç işlerine karışarak ülkeyi II. Gıyaseddin Keyhüsrev'in oğulları arasında paylaştırdılar. Moğollar, koydukları vergilerle de Anadolu halkı üzerindeki baskıları artırarak sürdürdüler. Bu olumsuz gelişmeler sonucunda Anadolu Selçuklu Devleti tümüyle Moğolların egemenliği altına girdi. 1308'de II. Mesut'un ölümüyle Anadolu Selçuklu Devleti de yıkıldı.